Romanya’da Türk-Tatar Basının Dört Dilli Dergisi: Bora

Romanya’da Türk-Tatar Basının Dört Dilli Dergisi: Bora

Balkanlar’da Türk ve Müslüman kimliğinin korunması adına basın yayın faaliyetleri önemli bir araç olmuştur. Bu anlamda Romanya’da Türk-Tatar toplumunun kültürel bağlarının diri tutulması adına basında çıkan yazılarda, ayrıca Rus yayılmacılığından etkilerin de önüne geçmeye ve milli şuurun canlı tutulmaya çalışıldığı gözlemlenir. 1888’de Dobruca’da başlayan ilk basın faaliyeti Romanya’da günümüzde de devam etmektedir. Romanya’daki Türk-Tatar toplumunun basın hayatında önemli bir yeri olan ve ömrü kısa süren Bora Dergisi ise 1938-1939 yıllarında yayımlanmıştır.

Romanya’da yaşayan Tatarların matbuatından birisi olan Bora Dergisi, Bükreş Teknik Üniversitesi’nin öğrencisi İrfan Fevzi tarafından Osmanlı Türkçesi, Türkiye Türkçesi, Rumence ve Kırım Tatar lehçesinde olmak üzere dört dilli olarak Silistre’de 1 Mart 1938 tarihinde çıkarılmaya başlanmıştır. Derginin idarehanesi olarak “Silistre’de Plevne Caddesi, No. 16, Romanya” adresi gösterilmiştir. Derginin sahibi ve sorumlu müdürü İrfan Fevzi’dir. Mart 1938 tarihinde yayımlanmaya başlayan Bora, biri Türkçe diğeri Rumence basılmış olan iki bölüm hâlindedir ve iki kapak sayfası kullanmıştır. Rumence kapak sayfasında “edebî ve bilimsel dergi”, Türkçe kapakta ise “ilmî, fennî, edebî aylık risâle” ifadeleriyle kendisini tanımlamıştır. 12 sayı olarak çıkan dergi, bazı sayıları maddi sorunlar nedeniyle birlikte çıktığından toplamda 7 basılı nüshaya sahiptir. Haziran-Temmuz 1939 sayısı ile yayın hayatı son bulmuştur.

Bora’nın “Maksat ve Meslek” başlıklı giriş makalesinde derginin kuruluş amacı ve yayın politikasına da yer verilmiştir. Şu şekildedir:

Bora, mensup olduğu Türk kavm-i necibini maddi ve manevi felaketten korumak ve kurtarmak maksadına mebni, zemin ve zamanın müsaadesi nisbetinde, icab eden her türlü fedakârlıkları ihtiyar ederek, sahayı intişara atılıyor.

Mecmuamız sevgili ulusumuzun samimi bir rehberi olmakla İslamiyet’in istihdaf ettiği mühim bir gayeye dahi naçizane hizmet etmiş olacaktır. İslamiyet, cümlece malum olduğu üzere ahlak-ı hamide ve evsaf-ı cemile ile emr ettiğinden kavanin-i insaniyeye mutabık harekatta bulunmamızı ica ediyor.

Bora, Türk ve Tatar milletinin aynı ırk ve nesilden olduğunu ispata çalışacağından muhterem milletin muhabbet ve teveccühüne nailiyet şerefiyle müşerref ve bu sayede payidar olacağına iman-ı tam ve itimad beslemektedir. Muvaffakıyet cenab-ı Hakk’tandır.”

Bora’nın içeriği incelendiğinde yayının var oluş amacına uygun olarak duyarlılık gösterdiği konulara yer verdiği görülmektedir. Başlıca konular Romanya’daki Türk-Tatar toplumunun bütünleşmesini sağlayarak millî bilinci canlı tutmaya yönelik yazılar, millî edebiyat örnekleri (şiirler), İslâm dini ve Müslüman kimlik üzerine yazılmış bölümler, bölgedeki Türk-Tatar toplumunu ilgilendiren güncel meselelerdir. Bununla birlikte Türkiye’de olan hadiselerden de bahsedilmektedir.

Derginin içeriğinde öne çıkan hususlardan biri de Müslüman kimliğin ön planda tutulduğudur.

Bora’da dinî kimlik ile etnik kimliğin birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu, diğer bir ifade ile Dobruca bölgesinde Türklük, Müslüman kimlikle eş değerdir diyebileceğimiz bir sosyolojik yapıya işaret eden tabirlerle ve konularla da karşılaşılmaktadır.

Dergide kimi zaman başlıklarda kimi zaman da içerikte kullanılan “Dobruca Müslümanları”, “Dobruca Müslüman Türk camiası”, “Doleantele Populatiunei Musulmane” [Müslüman Nüfusun Talepleri] gibi ifadeler bu anlayışı desteklemektedir. Aynı zamanda din temalı yazılarda içki ile mücadele, bölgede yaşayan Müslüman cemaatin muavenet ve müzaheret (yardımlaşma ve koruma) anlayışında birleşmesini telkin eden konular üzerinde durulmuştur. Dergide ayrıca İslâm Dünyası ile ilgili olarak Endonezya’da faaliyet gösteren, El-hâc Ahmed Dahlân Efendi tarafından kurulan Cemiyet-i Muhammediyye teşkilatının tanıtıldığı bir içerik de mevcuttur. Temel esaslarının oldukça detaylı sunulduğu yazıda cemiyetin bayrağındaki logonun tasviri, siyasetten bağımsız hareket tarzı, neşriyat vasıtaları, Müslüman kadınlara mahsus birimi (Cemiyet-i Ayşe) ve eğitim faaliyetleri hakkında bilgi verilmiştir. Yine Bora’da, içerikte Çin Müslümanları şeklinde tabir edilen Doğu Türkistan Türklüğünün komünizme karşı Müslüman ittifakını oluşturması ve hazırlandığı istiklâl hareketi hakkında bilgilendirme de “Âlem-i İslâm Haberleri” başlığı altında sunulmuştur.

Bora Dergisi’nde yayımlanan yazıların çoğunluğu dini ve ahlaki temalı olduğu görülür. Bunları tasniflediğimizde partizanlık meselesi ile toplumda baş gösteren ahlaki meselelerden zina ve içki karşımıza çıkar. Bunların yanlışlığına dair müftülük tarafından verilen hutbeye yer verilir. Din adamlarına neden saygı duyulmalı ve hürmet gösterilmeli bu konuda da detaylıca bir yazı kaleme alınmıştır. Toplumun ayakta durmasına vesile olan yardımlaşmanın İslam dini açısından önemine dikkat çekilmektedir. Bu sosyal meselelere dair değerlendirmeler haricinde dini ve milli günlere dair yazılar da mevcuttur. Bu hususta Mevlid-i Nebi, Şehitler Günü, Ramazan Bayramı hakkında yazılanlar önemlidir. Son olarak da bu hususlar dışında İlim ve İrfan başlıklı bir konu da İslam düşüncesi kapsamında değerlendirilebilir.

Türk-Tatar toplumunun bütünleştirici ve birleştirici unsurlarını gündeme getiren, Türklük ve Müslüman kimliği üzerine de yazıların yer almasıyla bölgede yayıncılık yapan diğer basın kuruluşlarının ve takip edenlerin dikkatini de çeken dergi, kısa ömürlü olmasına rağmen merkezinden uzak noktalara kadar ulaşmaya çalışmıştır. Bu uğurda sadece Balkanlarla kalmayıp Çin’den Endonezya’ya Uzakdoğu’dan Türkiye’ye İslam Dünyası’nın farklı yerlerinde olup bitenlerden haberler vermekte, oradaki gelişmeleri takip ederek okurlara aktarmakta ve İslam dininin fıkhi konularında halkı bilinçlendiren yazılar kaleme almaktadır.

Derginin başlıca konularından biri Romanya’da baş gösteren partizanlık yüzünden toplumdaki fikir ayrılıkları ve hasımlığın artması hakkındadır. Uzun zamandan beri Dobruca Müslümanları birbirlerine şiddetli hasım ve düşman olma sebebi olarak partizanlık/fırkacılık görülmüştür. Bu durumun toplum için büyük sorunları beraberinde getireceğini belirten dergi, fırkacılığın modasının geçtiği ve artık tesirinin kalmadığına dikkat çeker. Fırkacılığın yanlışlığına dair Kuran-ı Kerim’de “Her şey aslına döner.” mealindeki Nur Suresi 26. ayetle duruma açıklık getirilir. Bu hallerin millete zarardan başka bir şey olmadığı belirtilen yazıda, bunun bir hastalık hali olduğu belirtilir ve yalnız Türklere mahsus olmadığı, Rumenlerde de bulunduğu görülür. Romanya Kralı II. Karol bu hususun önünü almak için tedbirler almış ve bu sebeple anayasada değişiklik yoluna gitmiştir.

Romanya’da toplumda baş gösteren menfi hallerden biri de zina ve içkidir. Dergide bu iki yanlışın topluma ne gibi zararlar verdiğine yine ayet ve hadislerle açıklık getirilmiştir. Bora imzalı “İslamiyet’in büyük prensiplerinden biri de ‘ahlak’tır.”başlığını taşıyan yazıda dini açıdan ahlakın toplumda neden gerekli olduğu Peygamber Efendimiz’in hadisleri ışığında açıklanmaktadır. Aynı hususta “Ayet-i Kerime ‘ve yenha ani’l-fahşa’” başlıklı makalede toplumda baş gösteren azgınlıklardan biri olan fuhşiyatın dinimizce reddedildiği hakkında detayları gündeme getiriliyor.

Dergide en detaylı olarak ele alınan konu içki ile mücadeledir. Mecidiyeli Hafız Latiftarafından üç farklı sayıda kaleme alınan makalelerde İslamiyet’in büyük prensiplerinden biri de içki ile mücadele olduğu vurgulanıyor. Yine topluma verdiği zarardan bahsedilerek bununla baş etmek için farklı ülkelerde cemiyetler kurulduğundan bahsediliyor. Bu hususta, dergide Mecidiyeli Hafız Latif Efendi’nin konuya dair makalesinin dikkatli okunması tavsiye ediliyor. Hafız Latif Efendi makalesine Maide Suresi’nin 90. ayeti ile başlayarak konunun esaslarını detaylıca örneklerle ele alınıyor. İçki ile mücadele konusunu Bora’nın 4 ve 6. sayısında da devam ettiriyor.

Dergide üzerinde durulan bir diğer konu da din adamlarına, hocalara, topluma yön veren ilim adamlarına karşı saygılı olmaktır. Bu gibi kişilere toplumun manevi olarak gelişiminde faydaları olduklarından hürmet gösterilmesine dikkat çekilmektedir. Yine Bora imzasıyla yazılan ‘Ruhani ve Askeri Tabaka’ başlıklı yazıda memleketin istikbali için kendini feda eden ve bu uğurda gelişmesi adına gayrette bulunan din adamları ile askerler değerlendiriliyor.

Köstence Askeri Müftüsü İslam Ali, böyle zatlara hürmet ve rağbet edilmesi gerektiği üzerindeki görüşlerine yer vermektedir. Yabancıların bu gibi insanları el üzerinde tutarken Müslümanların hürmette kusur ettiğine dikkat çeken İslam Ali bu hususa dikkat çekmek için Bora Dergisi’nin “Hocaların Hakkı” diye bir sütun ayırdığını da söyler. Derginin 2. sayısında bu konu hakkında “Hürmete Layık ve Şayeste Hocalarımıza Her Hususta Kötümser Olmak Doğru Değildir.” başlıklı yazıda detaylar veriliyor. Yine “Müslüman Din Adamlarının Sosyal Rolü” başlığı ile hocalara olan hürmetin önemi hakkındaki görüşlere vermeye devam eden Yaş Geday imzalı yazıda hocaların toplumda ne gibi misyon üstlendikleri ve faydalarına değiniliyor.

Dergide; Köstence Müftülüğü‘nden955 numarasıyla Temmuz 1938’de Müftü Mustafa Ahmed Kaliakra Müftülüğü’nden287 numara ve 30 Temmuz 1938’de Müftü Mehmed Hüseyin ve Durostor Müftülüğü’nden 456 numarasıyla 11 Mayıs 1938’de Müftü Ahmet Ali tarafından hocaların sorumluluklarını hatırlatmak üzere gönderilen üç genelge yayımlamıştır.

Dergide öne çıkan bir diğer konu da yardımlaşma ve dayanışma ile ilgilidir. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin kopmaması için yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğu üzerinde durulmaktadır. Bu bağlamda “Muavenet ve Müzaheret” başlıklı makalede Müslümanlar arasında birlik ve beraberliğin tesisi için yardımlaşmanın ve destek olmanın önemine dikkat çekilmektedir. Ayrıca Müslümanlar arasında yardımlaşmanın bir örneği olarak kurulan Cemiyet-i Hayriye hakkında da dergide detaylı bilgi verilmiştir. Cemiyetin 50 maddelik tüzüğüne de yer verildiği makalede; Müslüman ahaliyi direkt olarak ilgilendiren kısımlarına burada yer veriyoruz. Diğer maddeler, cemiyetin genel olarak nasıl teşkilatlanacağını ve birimlerini izah etmektedir. Yardımlaşmanın İslam’da neden önemli bir husus olduğu üzerine duran makale genel hatlarıyla şu şekildedir

Derginin iki farklı sayısında Mecidiyeli Hafız Latif tarafından kaleme alınmış “Âlem-i İslam” başlıklı İslam Dünyası’ndan haberler veren makaleler yer almaktadır. Çin’de yaşayan Müslüman ahalinin genel ahvalinin dile getirildiği bu makalede buradaki Müslümanların çektiği sıkıntılar da gözler önüne serilmektedir. Çin’deki Müslüman ahalinin komünizme karşı verdiği mücadeleyi esas alan makale dışında yine Bora’nın 7-8 numaralı sayılarında İslam Dünyası’ndan haberlere yer verilmiştir. İslam Dünyası’ndan haberler kapsamında değerlendirilebilecek bir konu da Endonezya’da kurulan bir İslam cemiyetiyle ilgilidir. “Muazzam Bir Cemiyet-i İslamiye: Cemiyet-i Muhammediye” başlığını taşıyan makalede;Endonezya adalarında “Cogi Kersa” kasabasında Hacı Ahmed Dehlar Efendi tarafından “Cemiyet-i Muhammediye” isminde bir topluluk teşkil edildiği bildiriliyor.

Yine bu coğrafyadan bir haber de cami açılışıyla ilgilidir. Uzakdoğu’da Müslümanların ahvali ve İslami kuruluşların yapılanması dışında gündeme getirilen açılış Tokyo’da gerçekleşmiştir. Haberde camiin yapılış sürecine dair bilgi verilmektedir. 24 Mayıs 1938 tarihinde, Japonya’nın başkenti Tokyo’da, Japon İslam Cemiyeti tarafından yapılan resmi bir törenle camii inşa edilmiştir.

Kısa bir süre yayın yapmasına rağmen Balkanlar’da İslamiyet’in esaslarına dikkat çekmeye çalışan makaleleri ile matbuatta iz bırakan Bora Dergisi Romanya özelinde farklı bir ses getirmiştir. Dergide yayımlanan yazılarda bölgenin ileri gelen müftülerinin var olması derginin prestijini artırmış, okurların devlet ve toplum nazarında itibarı olan isimlerden hakikati öğrenmesi sağlanmıştır.

Müslümanlar arasındaki birliğin sadece Balkanlardan ibaret olmadığı, Müslümanların yaşadığı Uzakdoğu ve Amerika gibi yerlerdeki gelişmeler dergi vesilesiyle duyurulmaya çalışılmıştır.

Dünyanın bir ucundaki Müslümanların faaliyetleri, İslam’ın her geçen gün yayılışı, Müslümanların farklı coğrafyalarda cemiyetleşmeye gittikleri gibi hususlar; derginin İslam dünyasında olup bitenleri göstermeye ve duyurmaya yönelik önemli çabalarıdır.

Not: Bu metin ‘Balkan Periodicals: Trajectory of Islamic Thought 1918-1945’ Sempozyumu’nda sunulmuştur.

Kaynakça

Birincil Kaynaklar

Bora, Mart 1938, Sayı 1.

Bora, Nisan 1938, Sayı 2.

Bora, Mayıs 1938, Sayı 3.

Bora, Haziran-Temmuz 1938, Sayı 4-5.

Bora, Ağustos 1938, Sayı 6.

Bora, Eylül-Teşrin-i Evvel 1938, Sayı 7-8.

Bora, Haziran-Temmuz 1939, Sayı 10-11-12.

İkincil Kaynaklar

Bedir, Ömer. Romanya’da Türkçe Matbuat: Türk Birliği Gazetesi (1930-1939). Doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Anabilim Dalı, Ankara, 2018. 

Kankal, Recep. “Romanya Türk-Tatar Basınında Dini Muhtevalı Yazılar; Bora Dergisi Örneği.”(Sunulmuş bildiri), International Symposium on Balkan Periodicals: The Trajectory of İslamic Thought, 1918-1945, 24-25 Şubat 2024, Üsküp. 

Omer, Metin. “Romanya’da Çıkan Türk Bir Gazete: Türk Birliği.” Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi 9, no. 17 (Bahar 2013).

Tekne, Açelya. “Romanya’daki Türk-Tatar Toplumunun Matbuat Mirasından: Bora (Viscolul).”bilig, no. 100 (Kış 2022). Ülküsal, Müstecip. Dobruca ve Türkler. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, 1966.

Derginin amacına dair bilgi veren ilk sayıdaki “Maksad ve Meslek” başlıklı makalenin ilk sayfası

Derginin 2.sayısına ait Osmanlıca kapak görseli

Derginin 3.sayısının kapağı

Derginin 4-5 numaralı sayılarında yer verilmiş Cemiyet-i Hayriye başlıklı Türkçe makale

Derginin 7-8 numaralı sayılarında yer verilen Romanya’daki Müslümanlar hakkındaki Rumence makale

Benzer Yazılar

Yorum Yap