Balkan coğrafyasının batı kısmında bulunan Bosna-Hersek’teki farklı etnik unsurlar yüzyıllarca beraber yaşamışlardır. Bu unsurlardan birisi olan Bosnalı Müslüman halk, Osmanlı Devleti’nin fethi ile uzun yıllar boyunca İslamî değerlendirme ve olgulara tabi tutulmuşlardır. 1878 yılında gerçekleşen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i işgali ve ardından Bosna-Hersek’in 1908 yılında Osmanlı Devleti’nden tamamen koparılması özellikle Bosnalı Müslümanlar adına sorun teşkil eden bir durum olmuştur. Bu işgal ve ilhak sürecinde Bosna-Hersek’te yaşayan Müslümanlar, kendilerine alan tanınması için çeşitli nitelendirmeler ile beraber XIX. yüzyılın sonunda ortaya çıkmışlardır. Bu nitelemelerin veya Bosnalı Müslümanları tanımlama ifadelerinin büyük bir kısmı Osmanlı Devleti bünyesinde çıkan basın organlarında görülmektedir.
Osmanlı basınındaki gazete ibareleri, hem Boşnak kimliğini sıfatlandırması hem de coğrafi bir tanılama yapması açısından büyük önem arz etmektedir. Basın haberlerindeki bu terminolojik kavramlara yaslanmak, Boşnak kimliğinin tarihsel derinliğini ve anlamını açıklığa kavuşturmak bu anlamda önemlidir.
Din ve etnik oluşumların birbiri içine geçtiği bir coğrafyada XIX. yüzyılın ulus-devlet seküler anlayışıyla hareket etmek ve böyle bir kesin ayrımcılık, ötekileştirme ve kimlik karmaşası yaratmak yanlış sonuçlar doğurabilir. Ancak, Bosnalı Müslümanlar kendi özel İslami kimliklerini Avusturya yönetimi sırasında öne çıkartmak durumunda kalmışlardır. Bu durumun gerçekleşmesinde çeşitli alt nedenlerin arasında en büyük etken işgal ve ilhaka giden süreç olmuştur.
Avusturya-Macaristan tarafından takınılan tavır açıktır. Osmanlı’nın Bosnalı Müslümanlar üzerinde her açıdan (siyasal, ekonomik, hukuki, kültürel vb.) hükmetme yetkisi bittiğinde Müslümanlar dini-ulusal bir kimlik kaosu içine girmişlerdir.
Bosnalı Müslümanlar için kimliklerindeki dönüm noktaları önemlidir. Burada XIX. yüzyıl modernleşme süreci, 1875 Hersek İsyanı, Bosna-Hersek’in Osmanlı’dan ayrılışı gibi olaylar Müslüman Bosnalılar için yeni bir oluşumu başlatmış kabul edilebilir.
Osmanlı Devleti’nin göstermiş olduğu tutum ve davranış çoğunlukla gazetedeki nosyonlardan anlaşılmaktadır. Vakit, Tercüman-ı Şark, Tercüman-ı Hakikat, Ceride-i Havadis ve Feyz-i Hürriyet isimli İstanbul merkezli gazetelerde işgal ve ilhak süreci boyunca dini vurgu öylesine artmıştır ki din, kesin bir ayırım noktası yapılarak Bosnalı Müslümanları tanımlamak için kullanılan ifadelere dönüşmüştür. Bu da Müslümanların etnik ve siyasi anlamda açığa çıkmaları için bir kamuoyu ve zemin yaratmıştır. Nüshalarda “İslam Boşnakları, Darü’l Müminun, Bosna Ahali-i Müslimesi, Me’murin-i Müslime, Garbi Avrupa-ı Osmani Müslümanları, Bosna Müslüman Erbabı, Bosna’da Şeriat-ı İslamiyye’nin, İslam Boşnaklarının Vatanları, Bosna-Hersek Müslümanları” gibi ifadelerin sıklıkla kullanılması Bosnalı Müslümanlar için Avusturya-Macaristan yönetiminde kendi benlik ve oluşumlarını gösterme gücü haline gelmiştir.
Bosnalı Müslüman halk kendi varlıklarını dini bir üst kimlik üzerinden tanımlama yaparken; bu durumun kurumsallaşma yolunda yeni adımlar oluşturduğu bilinmektedir. Bosnalı Müslümanların bu konuda tecrübe kazanmaları Avusturya-Macaristan’ın Bosna-Hersek’i işgal etmesi ile kesin olarak başlamıştır.
Bosna-Hersek’in Osmanlı’dan ayrılış sürecinde Avusturya-Macaristan’ın etkin rolü elbette ki yadsınamaz fakat Bosnalı Müslümanların milli kimliklerinin gelişim göstermesinde sadece Avusturya-Macaristan’ın itici etkisinin olmadığının görülmesi gereklidir.
Din vurgusu, XIX. yüzyılda modernleşmeye dönük yapılan reformlarda Osmanlı yöneticilerine karşı muhalefeti pekiştirmekteydi. Gazetelerden de anlaşılacağı üzere Bosna kimliği, Sırp ve Hırvat olarak değil; kendine has bir şekilde gelişim göstermiştir. Bosnalı Müslümanlar arasında kimliklerin ötesinde bir kimlik vücuda gelmiştir. Bosnalı Müslümanları Müslümanlaşmış Sırp veya Hırvat olarak nitelemek ve bu bağlama oturtma çabası Boşnakların tarihi varoluşlarını zedeleyen ideolojik bir anlayıştır.
Üzerinde durulan gazete kaynakları, nitelemeleri ve kelimeleri düzenli bilgiler şeklinde sunmaktan ziyade önemli kesitlerin içerisinde özellikle İslami yaklaşımlar halinde dikkat çekici yazı ve yorumlamalar ile sunmaktadır. Gazetelerde verilen bilgiler ışığında, Bosnalı Müslümanlar kendilerini Osmanlı’nın ayrılmaz bir parçası olarak görmüşlerdir. Aynı şekilde Osmanlı da onları öyle görmüştür. Etnik olarak Türk olsun veya olmasın Balkanlar’daki Müslümanların tümü Osmanlı Müslüman nüfusunun bir parçası sayılmıştır.
Gazetelerin bir kamuoyu oluşturma yönleri düşünüldüğü zaman, Bosnalı Müslümanlar dönemin şartları dahilinde bir çıkış noktası arayarak milli-dini unsurların iç içe geçtiği bir aşamada yeni oluşan milli sistemden etkilenmişlerdir. Halkın genelinin kanaati bu açıdan haber kaynaklarına yansımıştır. Bahsi geçen yıllar arasında dini vurgu, gittikçe artış göstermiştir. Nitekim hem Bosnalı Müslümanların kendileri hem de Osmanlı’daki toplum bu bağı güçlendirmeye adeta can atmıştır. Bu durum gazetelerdeki çarpıcı ve heyecan verici ifadelerden anlaşılmaktadır.
İlhak ile birlikte Bosnalı Müslümanların Osmanlı yönetiminde olduğu gibi nüfuz sahibi olmaları ve siyasi etkinlikleri gitgide azalmıştır.
İlhak ile birlikte Bosnalı Müslümanların Osmanlı yönetiminde olduğu gibi nüfuz sahibi olmaları ve siyasi etkinlikleri gitgide azalmıştır. Bosna’nın ilhak edilmesi Osmanlı ile siyasi ve hukuki tüm bağları bitirmiştir. Haliyle Müslümanlar da Osmanlı ile kültürel bağı korumak için İslam’a sarılmışlardır.
İşgalden sonra İstanbul’daki Osmanlı basını ile bağlantılı olarak görülmektedir ki, Bosnalı Müslümanlar siyasi anlamda bir sığınma olarak Müslüman kimliklerini vurgulamışlardır. Fakat 1878 yılı itibariyle Boşnakların bir “Bosnalılık” kimliği içinde vücut bulmamaları onların yalnızca “İslam Halkı” olduklarını değil, bir etnik kimlik olarak da diğer milletlerden sıyrıldıkları anlamına gelmektedir.
Osmanlı basın haberleri bölgedeki gelişmelerle ilgili yerinde bilgileri sunmaktan başka, kavramsal olarak dikkat çekici ifadeleri ve yorumları da ortaya koymaktadır. Haberlerdeki “İslam milleti” veya “İslam halkı” gibi tanımlamaların Bosnalı Müslümanların kimlik inşasındaki rolü inkar edilmemelidir.
Not: Bu metin IV. Üsküp Düşünce Okulu Sempozyumu’nda (IV. Üsküp Düşünce Okulu Mezuniyeti) sunulmuştur.
Kaynakça
Bosna-Hersek ile İlgili Arşiv Belgeleri 1516-1919, (1992). haz. Binark, İ, İstanbul: Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları.
Eserler
Babuna, A. (2012). Bir Ulusun Doğuşu Geçmişten Günümüze Boşnaklar, Torun H. çev., İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
İmamoviç, M. (2018). Boşnakların Tarihi, Gül, H., Özgüner, C. çev., İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.
Karcic, F. (2022). Modernite Karşısında Bosna ve Boşnaklar: Geç Osmanlı ve Habsburg Dönemleri, Ünal, S. cev., Ankara: Pruva Medya İletişim. Malcolm, N. (1999). Bosna’nın Kısa Tarihi, Karadağlı, A. çev., İstanbul: Om Yayınevi.
Mazower, M. (2017). Bizans’ın Çöküşünden Günümüze Balkanlar, Ozil, A. çev., İstanbul: Alfa Basım.
Wachtel, A. B. (2022). Balkanlar Tarihi, Petek, E. çev., İstanbul: İnkılap Kitapevi.
Süreli Yayınlar
Ceride-i Havadis Gazetesi
Feyz-i Hürriyet Gazetesi
Tercüman-ı Hakikat Gazetesi
Tercüman-ı Şark Gazetesi
Vakit Gazetesi