Bosna Savaşı’nın Savaş Sürecinde Oluşturduğu Mekansal İzler

Bosna Savaşı’nın Savaş Sürecinde Oluşturduğu Mekansal İzler

Bosna Savaşı’nın Savaş Sürecinde Oluşturduğu Mekansal İzler

1992-1995 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı’nda yüz binlerce insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan göç etmek zorunda kalmış ve Bosna topraklarının büyük bir kısmı işgal altına alınmıştır. Çatışmalar sırasında özellikle Sırp güçleri, Boşnaklara karşı etnik temizlik ve soykırım uygulamış; 1995 yılında ise Srebrenitsa’da Srebrenica katliamı yaşanmıştır.

Hırvatlar donanımlı askeri birliklere sahipken, Sırplar Avrupa’nın en büyük dördüncü ordusu olan Yugoslav Federal Ordusu’na bağlıydı. Buna karşılık, Bosna’nın güçlü bir askeri örgütlenmesi veya ağır silahları bulunmamaktaydı.[1] Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna, 1992’den itibaren kuşatma altına alındı. Şehri çevreleyen yüksek dağlara yerleşen keskin nişancılar, şehri sürekli ateş altında tutuyordu.[2]

Savaş, dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, yaşandığı coğrafyanın ötesine geçerek hem askeri hem de sosyal açıdan tüm dünyayı etkiler. Yaşanan her bir savaşın yarattığı askeri yıkımlar kadar günlük hayata bıraktığı izler de derin ve ağırdır.[3] Uzun yıllar boyunca kuşatma altında kalan şehir bu savaşın ve yıkımın en yakın tanığıdır. Savaş sürecinde ve sonrasında kentlerin dokusunda, sokakların yapısında ve binaların duvarlarında izler oluşmuştur.  Mekânsal iz olarak tanımlanan bu izler yıkılmış ya da onarılmış binalar, toplu mezarlar, kurşun izleri, yeniden inşa edilen köprüler ya da anıtlardır. 

Yapılar üzerindeki kurşun delikleri, bombalardan kalan kaldırılmamış enkazlar ve sıkça rastlanan mezarlıklar, savaşın belleklerde yaşatılmasını ve olayların unutulmamasını sağlayan somut göstergelerdir.[4] Yaşanılan savaş süreci toplumsal hafızayla da bağlantılı olarak anıtlar, mezarlar, sembolik mekânlar ve gündelik hayat ile somutlaşmıştır. 

Mekânsal Hafıza 

Mekânsal hafıza, bir bireyin ya da topluluğun yaşadığı mekânları hatırlama, onlara anlam atfetme ve bu mekânlarla ilişkili deneyimleri belleğinde yeniden inşa etme sürecidir. Mekânsal hafıza toplumun yaşadığı mekânlar, yapılar, anıtlar ve semboller üzerinden geçmişi unutmama ve hatırlama biçimidir. 

Mekân kendi içerisinde barındırdığı izlerin somutlaşmasıyla mekânın hafızasını oluşturur. Bu kapsamda ilk kez, Pierre Nora tarafından kavramsallaştırılan hafıza mekânları, hafızanın ortaya çıktığı mekânları ifade etmektedir.[5] Bir zamanlar canlı bir hafıza ortamı olan şehir, yıkılmış anıtlar ve enkaz yığınlarına dönüşerek bir hafıza mekânı haline gelir. Savaş sadece sivilleri öldürmekle kalmaz aynı zamanda kentin “hafızayı tutan” sabit noktalarını da hedef alır. Arşivlerin, kültürel hafızayı taşıyan binaların, belgelerin veya fotoğrafların yok edilmesi belirli halkların tarihsel ve kültürel varlığını silmeye yönelik geniş kapsamlı çabaları ifade eder. [6]

Umut Tüneli 

Saraybosna Umut Tüneli, Bosna Savaşı sırasında kuşatma altındaki Saraybosna’yı o sırada Birleşmiş Milletler kontrolünde olan Saraybosna Uluslararası Havalimanı’na bağlamak üzere 30 Temmuz 1993’te açılmış 800 m. uzunluğundaki bir tünel.[7] Bosna savaşı sırasında dört yıl boyunca, Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna kuşatma altında tutuldu. Kuşatma boyunca Saraybosna’nın temel ihtiyaç malzemelerine ulaşımı, Saraybosna Uluslararası Havalimanı’nın altında kazılan bu tünel sayesinde sağlanmıştır. 

Yugoslav Ordusu’nun desteğini alan Sırplar, pek fazla zorlanmadan şehrin civarında bulunan Ilidza, Hadzici, Vogosca ve Grbavica yerleşim birimlerini ele geçirmişlerdi. Saraybosna havalimanının kuşatılması ile birlikte şehrin özgür bölgelerle olan tüm irtibatı kesilmişti.[8]  Tünelin yapılma amacı dönem içerisinde şehrin kuşatma altında olması ve bu durumdan dolayı insanların temel ihtiyaçlarına dahi ulaşmakta zorluk çekmesidir. 

Şehirdeki zor durum ve tehlikeli pist geçişleri birçok insanı yeraltından bir tünel yapılması düşüncesine doğru itti. Tünel başlangıç noktaları Dobrinje ve Butmir’den seçilmişti.[9] 23.04.1993 tarihinde Donji Kotorac mahallesinde bulunan Kolar ailesinin evinde yapım çalışmalarına başlanmıştır.[10] Tünelin faaliyete geçtiği ilk zamanlarda her şey insanların elinde ve sırtında taşınıyordu. Yiyecek, sigara, mazot, mühimmat, ilaç, yaralıların aktarılması ile ilgili gerekli diğer ihtiyaçlar tünelden sağlanıyordu.[11] 

Saraybosna’nın dört yıl boyunca dış dünyayla tek bağlantısı olan bu tünelin karşılaşılan tüm zorluklara rağmen açılması şehrin savunmasına çok büyük bir katkıda bulunmuştur. Kuşatma ve savaşın yıkıcı sonuçlarına rağmen insanların dayanma güçlerini gösteren Umut Tüneli direnişin, dayanışmanın ve umudun simgesi olmuştur.

Kolar ailesi tünel yapımında ve tünelde kullanılan malzemeleri, gereçleri saklamaya karar vermiştir. Toprak taşımasında kullanılan el arabası, tünel kazımında kullanılan gereçler, insanların içlerinde yiyecek taşıdığı çuval ve sırt çantalarını toparlamış ve tünelin bir kısmını yıkılmaktan kurtarmışlardır.[12] Sonraki yıllarda ise Umut Tüneli, kamulaştırılarak müzeye dönüştürülmüştür.

Tünelden çıktığınızda ise kuşatma dönemine ait fotoğrafların olduğu bir sergi sizi karşılıyor. Ayrıca kuşatma günlerine ait görüntülerden oluşan bir video da aynı alanda izleyiciler için yayınlanıyor. [13] Altında tünel açıldığı evin duvarlarında çeşitli savaş hatıraları ve belge yer alıyor. [14] 

Günümüzde Umut Tüneli Müzesi birçok ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Müzede kuşatma sürecinde yaşananlar, kullanılan malzemeler ile ilgili birçok bilgi elde edilebilmektedir. Bu Umut Tüneli’nin geçmiş belleğini günümüze taşıdığını ve insanlara aktarmaya devam ettiğini göstermektedir. Umut Tüneli aynı zamanda bu yönleriyle Bosna Savaşı’nın mekânsal izlerini taşıyan bir hafıza mekânı durumundadır. Umut Tüneli’nin müze olarak kullanılması da mekanın hem hatırlayan hemde hatırlatan rolünü üstlendiğinin göstergesidir

Mostar Köprüsü 

Mostar Köprüsü, Hırvat topçu birliklerinin 8 Kasım 1993’te başlattığı yoğun top atışları sonucu 9 Kasım’da Neretva Nehri’nin sularına gömülen tarihi bir köprüdür. [15] 

Savaşlar sırasında kentlerin sahip olduğu değerlerin doğrudan hedef alınarak kent halkına zarar verilmesinin yanında kentsel hafızanın da silinmeye çalışılması, soykırımın bir uzantısı olarak değerlendirilmekte ve buna da ‘’kentkırım’’ adı verilmektedir. Kavram, ilk kez Bosna Hersek Savaşı sırasında yaşanan yıkımı nitelemek üzere kullanılmıştır.[16] Arşivlerin, kültürel hafızayı taşıyan binaların, belgelerin veya fotoğrafların yok edilmesi belirli halkların tarihsel ve kültürel varlığını silmeye yönelik geniş kapsamlı çabaları ifade eder. Kütüphaneleri, tiyatroları, müzeleri ateşe vermek veya cami, kilise gibi tarihî yapıları sistematik şekilde yıkmak, Bosnalı varlığının tarihsel kaydını ve belleğini silmek anlamına gelir. Doğrudan şehrin ve medeniyetin yıkımına, yerle bir edilişine yönelen bu saldırılar Bosna Savaşı bağlamında “kentkırım” (urbicide) kavramıyla da literatüre geçmiştir. [17] 

Kentkırıma uğrayan bir kentte doğrudan kentsel mimari, simgesel yapılar, kamusal alanlar ve altyapı hedef alınmakta, kent kasıtlı olarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Kentkırımda gerçekleştirilen saldırıların hedefi yalnızca kent halkının yaşamının zorlaştırılması ve bu şekilde kentin ele geçirilmesi değil mekanların ve doğanın da tahrip edilmesi suretiyle kentsel hafızanın aşındırılması hatta yok edilmesidir. Bunun nihai amacı ise geçmiş ve gelecek kuşaklar arasında bağların koparılmak istenmesidir. [18]

1993’te Hırvat güçleri tarafından yıkılan Mostar Köprüsü’nün yıkılması savaş sırasında meydana gelen fiziksel yıkımın ve çatışmanın doğrudan bir sonucunu göstermektedir. Bu yıkım, doğrudan kentin hafızasına yönelik bir saldırıdır. 2004 yılında tekrar inşa edilen Mostar Köprüsü, günümüzde de Balkanlar’ın en önemli tarihi ve kültürel miraslarndan biri durumundadır. Mostar Köprüsü’nün yeniden orjinal şekliyle inşa edilmesi ise unutulmaya karşı bir hatırlama eylemi olarak değerlendirilebilir. 

Saraybosna Gülleri

Saraybosna’da savaşın en belirgin izlerinden biri de “Saraybosna gülleri”. Savaş döneminde Sırp mevzilerinden atılan ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine neden olan havan toplarının beton zemin üzerinde bıraktığı izlere “Saraybosna gülleri” deniliyor. Kırmızı reçineyle doldurulan bu izlere şehrin dört bir yanında rastlanıyor. Modern savaş tarihinin en uzun kuşatması olarak kabul edilen Saraybosna kuşatması boyunca şehre her gün 300’ün üzerinde bomba düşmüş, yaklaşık 10 bin bina parçalanmış, 100 bine yakın bina zarar görmüştü.[19]

Saraybosna Gülleri çoğunlukla Saraybosna’nın ana caddelerinde görülebilir, ancak sıradan bir vatandaş için nasıl ve nerede bulunduklarına dair bir düzen yok gibi görünmektedir. Güllerden bazıları ana devlet hastanesinin yakınında, Holiday Inn otelinin yakınında (savaş sırasında Saraybosna keskin nişancı sokağı olarak bilinir) veya şehrin yerleşim bölgelerinde bulunabilir.[20] 

Saraybosna Gülü isminin simgelediği sembolizmin yanı sıra, güllerin konumları ve zamansallıkları da savaş anılarının analizinde önemli konulardır. Güller çoğunlukla halkın en çok kullandığı sokaklarda bulunur. Öte yandan, etraflarında belirli bir mesaj olmadan yere konumlanmaları, onların Saraybosna’da yaşayan herkesin günlük yaşamının bir parçası olmasını sağlıyor.[21] Ancak, bu yerlerde yazılı bir açıklama olmamasından dolayı, güllerin oraya nasıl ve ne zaman yerleştirildikleri konusunda bir belirsizlik olabiliyor.

Günümüzde toplumların geçmişte yaşanılan olayları, savaşları, soykırımları unutmalarının önüne geçmek, süreklilik duygusu oluşturmak amacıyla hatıraların canlı tutulması ve imgelerin cisimleştirilmesi ile toplumsal hafızaya aracılık edecek imgelere ihtiyaç duyulmuştur. Semboller/imgelerin daha somut hale getirilmesi ile oluşturulan hafıza; edebi metinler, törenler, mimari yapılar ve anıtlar, çiçek ve benzeri birbirinden oldukça farklı şekillerde aktarılır.[22] Saraybosna gülleri toplumsal hafıza ile ilişkili anlamlar taşımaktadır ve savaşın gündelik hayatta nasıl iz bıraktığını göstermektedir. Saraybosna gülleri gündelik hayatın merkezinde yer alan savaşın sessiz bir hatrılatıcısı görevini üstlenmiş, gündelik hayatın içerisinde de hafızayı sürekli kılan bir sembol haline gelmiştir.

Tüm toplum ilişkileri zaman-mekân akışında oluşmakta; toplumsal değişimler, mekânsal süreçler ile meydana gelmektedir. Hafızanın adandığı yer olarak mekân toplumsal, ekonomik, psikolojik ve siyasal içeriğiyle çok boyutlu bir algı ve oluşumdur.[23] 

Savaş sürecinde ortaya çıkan mekânsal izler, mekânsal ve toplumsal hafızanın kurduğu ilişkiyi yansıtmaktadır. Mekânlar somutlaşan hafızanın taşıyıcısı görevindedir. Mekânsal izler geçmişin unutulmamasını sağladığı gibi nasıl hatırlanması gerektiğini de şekillendirmektedir. Mostar Köprüsü’nün yeniden inşa edilmesi, Saraybosna Gülleri’nin şehirde birçok noktada, gündelik yaşamın ortasında bulunması ve Umut Tünelinin kamulaştırılarak müze olarak kullanılması bu mekânsal izlerin varlıklarını günümüzde de sürdürdüklerini göstermektedir. Mekânsal izlerin toplumsal bellek aktarımıyla söz konusu olduğunu ve mekân ile toplumun iç içe geçtiği bir süreci ifade ettiğini söylemek mümkündür.

Kaynakça

Adaş, Sündüs. ‘’ Bosna-Hersek İç Savaşı.’’  MozartCultures. 11 Aralık 2018. https://mozartcultures.com/bosna-hersek-ic-savasi/

Buse. ‘’Bir Kurtuluş Hikayesi: Umut Tüneli.’’ Busece. 18 Haziran 2018. https://busece.net/bir-kurtulus-hikayesi-umut-tuneli/

Çakar, Rabia ve Sipahi, Esra Banu.  ‘’Soykırımın Mekandaki İz Düşümü Olarak Kentkırım Anlatıları: Bosna Hersek Örneği Üzerinden Belgesel Film Analizi.’’ İnsan ve Toplum 13, no.1. (2023):159-195 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3039861

Gül Araz, Gülsevin,ve Karademir, Murat. ‘’Toplumsal Hafızada Çiçek İmgesi: Gül, Lotus, Srebrenitsa ve Gelincik Örneği.’’  Culture and Civilization 8 (2025):14-27. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4641752

Gül, Kayhan. ‘’Yıllar Savaşın İzlerini Silemedi.’’ Anadolu Ajansı.14 Aralık 2015. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/yillar-savasin-izlerini-silemedi/490619

Imamoviĉ, Azra. Remembering the 1992-95 War in Bosnia and Herzegovina: The Case of  Sarajevo Roses. Master’s Thesis, Boğaziçi University, 2004.

Kaplan, İsmail. ‘’Saraybosna’da Savaşın İzlerini Taşıyan Müzeler.’’ Litro Sanat. 7 Ocak 2022. https://www.litrossanat.com/saraybosnada-savasin-izlerini-tasiyan-muzeler

Keflioğlu, Engin. ‘’Tarihsel Hafıza ve Edebiyatın Tanıklığı: Sevdalinka’da Bellek ve Kimlik İnşası.’’ Akademik Dil ve Edebiyat Dergis 9, no.1. (Mart 2025) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4566205

Karadan Deniz ve Malkoç True, Emine. ‘’Hafıza Mekanı Olarak Kültürel Miras Alanları’’ içinde Kentleşme Perspektifinden Peyzaj Mimarlığına Bakış, derleyen Kübra Yazıcı, 293-312. 

Kolar, Edis ve Kolar, Bajro. Tünel / Tunnel of Hope / Umut Tüneli (Sarajevo: Tunel Spasa Museum, t.y)

Özdemir, İsmail.  ‘’Bosna Savaşı’nda Kara Gün Olarak Hatırlanan Mostar Köprüsü’nin Yıkılışının Üzerinden 31 Yıl Geçti.’’ Anadolu Ajansı. 8 Kasım 2024. 

Yener, Demet. (2018). ‘’Sevdalinka’’ ve ‘’İnsanlık Ayağa Kalk’’ Romanlarında Bosna Savaşı’nın İzlerinin Oluşumsal Yapısalcı Eleştiri Yöntemiyle İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018.

Yordanovic, Samir. ‘’Bosna Savaşının 20. Yıldönümü.’’ Anadolu Ajansı. 30 Nisan 2012. https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/bosna-savasinin-20-yili  

[1] Tayyar Arı ve Ferhat Pirinççi, ‘’Soğuk Savaş Sonrasında ABD’nin Balkan Politikası,’’ Alternatif Politika 3, no.1 (2011):6 aktaran Demet Yener, ‘’ ’Sevdalinka’ ve ’İnsalık Ayağa Kalk’ Romanlarında Bosna Savaşı’nın İzlerinin Oluşumsal Yapısalcı Eleştiri Yöntemiyle İncelenmesi’’ (Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018),33.

[2] Sündüs Adaş, ‘’Bosna-Hersek İç Savaşı.’’ MozartCultures, 11 Aralık 2018                       https://mozartcultures.com/bosna-hersek-ic-savasi/

[3] Doğan ve Hatipoğlu, 2013,  aktaran Demet Yener,  ’Sevdalinka’ ve ’İnsalık Ayağa Kalk’ Romanlarında Bosna Savaşı’nın İzlerinin Oluşumsal Yapısalcı Eleştiri Yöntemiyle İncelenmesi. (Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018),1.

[4] Esra Banu Sipahi ve Rabia Çakar, Soykırımın Mekandaki İzdüşümü Olarak Kentkırım Anlatıları: Bosna Hersek Örneği Üzerinden Belgesel Film Analizi (Yüksek Lisans Tezi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2022), 172.

[5] Sümeyye Gider ve Zeynep Gül Ünal, ‘’Kolektif Bellek ve Kültürel Miras: Geç Osmanlı Dönemi İstanbul Koruyucu Sağlık Kurumları Üzerinden Bir İnceleme’’ Milli Saraylar Sanat Tarih Mimarlık Dergisi 22(2022) aktaran Emine Malkoç True ve Deniz Karadan, ‘’Hafıza Mekanı Olarak Kültürel Miras Alanları’’ içinde ‘’Kentleşme Perspektifinden Peyzaj Mimarlığına Bakış,’’ derleyen Kübra Yazıcı (2023),300.

[6] Engin Keflioğlu, ‘’Tarihsel Hafıza ve Edebiyatın Tanıklığı: Sevdalinka’da Bellek ve Kimlik İnşası’’, 193. 

[7] Buse, ‘’Bir Kurtuluş Hikayesi: Umut Tüneli’’ Busecenet,2018,  

https://busece.net/bir-kurtulus-hikayesi-umut-tuneli/

[8] Edis Kolar ve Bajro Kolar, Tünel / Tunnel of Hope / Umut Tüneli (Sarajevo: Tunel Spasa Museum, t.y),4.

[9] E. Kolar ve B. Kolar, a.g.e., s.7

[10] E. Kolar ve B. Kolar, a.g.e., s.9

[11] E. Kolar ve B. Kolar, a.g.e., s.10

[12] E. Kolar ve B. Kolar, a.g.e., s.20

[13] İsmail Kaplan, ‘’Saraybosna’da Savaşın İzlerini Taşıyan Müzeler,’’Litrosanat, 7 Ocak 2022,    https://www.litrossanat.com/saraybosnada-savasin-izlerini-tasiyan-muzeler.

[14] Samir, Yordanovic. ‘’Bosna Savaşının 20. Yıldönümü.’’ Anadolu Ajansı. 30 Nisan 2012 https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/bosna-savasinin-20-yili  

[15] İsmail, Özdemir.  ‘’Bosna Savaşı’nda Kara Gün Olarak Hatırlanan Mostar Köprüsü’nin Yıkılışının Üzerinden 31 Yıl Geçti.’’ Anadolu Ajansı. 8 Kasım 2024. 

https://www.aa.com.tr/tr/ayrimcilikhatti/ayrimcilik/bosna-savasinda-kara-gun-olarak-hatirlanan-mostar-koprusunun-yikilisinin-uzerinden-31-yil-gecti/1822415

[16] Sipahi ve Çakar, a.g.e., s. 161.

[17]Sara Fregosene, The Urbicide of Beirut? Geopolitics and the Built Environment in the Lebanese Civil War (1975–1976). Political Geography, 28(5), 310, aktaran Engin Keflioğlu ‘’ Tarihsel Hafıza ve Edebiyatın Tanıklığı: Sevdalinka’da Bellek ve Kimlik İnşası’’ Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi 9, no.1 (2025):193 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4566205

[18] Sipahi ve Çakar, a.g.e., s. 160.

[19] Kayhan Gül. ‘’Yıllar Savaşın İzlerini Silemedi.’’ Anadolu Ajansı.14 Aralık 2015. https://www.aa.com.tr/tr/dunya/yillar-savasin-izlerini-silemedi/490619

[20] Azra Imamoviĉ. ‘’Remembering the 1992-95 War in Bosnia and Herzegovina: The Case of  Sarajevo Roses.’’,67.

[21] Imamoviĉ. a.g.e., s. 71.

[22] Gülsevin Gül Araz ve Murat Karademir, ’’Toplumsal Hafızada Çiçek İmgesi: Gül, Lotus, Srebrenitsa ve Gelincik Örneği.’’ Araştırma Makalesi (2025):15  https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/4641752

[23] Sıla Günaçan ve Elmas Erdoğan, ‘’Peyzaj Mimarlığı Ve Hafıza Mekânları: İstanbul, Tarihi Yarımada Örneği’’, Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Dergisi (MBUD),3 no.1 (2018)  aktaran Emine Malkoç True ve Deniz Karadan, ‘’Hafıza Mekanı Olarak Kültürel Miras Alanları’’ içinde ‘’Kentleşme Perspektifinden Peyzaj Mimarlığına Bakış,’’ derleyen Kübra Yazıcı (2023),299.

Benzer Yazılar

Yorum Yap