Dönüşümler, çalkantılar ve savaşlarla dolu on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Harbiyeli bir subay ve devlet adamı olan Manastırlı Mehmed Rıfat (1851-1907) entelektüel tarihimizde tiyatro oyunları ve dilbilim eserleri ile tanınır. Manastır’da başlayıp Halep’te biten heyecanlı ve meşakkatli hayatında, genç bir yüzbaşı iken Sultan Abdülaziz’in hallinde görevlendirilmiş, 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’na binbaşı olarak katılıp esir düşmüş, Sultan II. Abdülhamid tarafından kaymakam rütbesiyle Şam fırkasına tayin edilmiştir. Mehmed Rıfat’ın bu edebi çalışmalarının ve çalkantılı siyasi hayatının gölgesinde kalan matematik bilimlere dair eserleri de mevcuttur. Bu çalışmada Mehmet Rıfat’ın Mecelle-i Hendese eseri incelenecek ve böylece askeri rüşdiyelerde, idâdîlerde ve Harbiyede teorik ve uygulamalı geometri eğitiminden bir kesit sunulacaktır.
Manastırlı Mehmet Rıfat’ın Kısa Biyografisi
h.1267/m.1851 yılında Manastır’da doğan Mehmet Rıfat, Atina’dan Manastır’a göç etmiş bir ailenin çocuğudur. Babası alay kâtibi Raşid Efendi’dir. İlk eğitimini nerede aldığı bilinmez. İstanbul’da Mekteb-i Harbiyede eğitim görerek h.1289/m.1871 tarihinde mezun olur.
Mezuniyetinden sonra Harbiyede Hoca olarak görev alarak Arazi Taksimi ve Osmanlı Askeri Tarihi derslerini vermesinin yanında[1] Cemiyet-i Tedrîsiyye-i İslâmiyye üyesi olarak Darüşşafakada da hocalık yapmıştır.[2]
1877-78 Osmanlı Rus Savaşı’na binbaşı olarak katılan Mehmed Rıfat, bu savaşta esir düşer ve kendisinden haber alınamaz. 1878 yılının Eylül ayında esaretten kurtularak İstanbul’a döner.
Mehmed Rıfat yeni mezun iken Süleyman Paşa’nın emriyle 30 Mayıs 1876 tarihinde gerçekleşen Sultan Abdülaziz’in hallinde görevlendirilmiştir. Sultan II. Abdülhamid zamanında kurulan Yıldız Mahkemesinde yargılanarak mahkeme sonucunda İstanbul’da bulunması uygun görülmez; kaymakamlık rütbesine terfi ettirilip Şam bölüğüne sürgün edilir. Mehmed Rıfat bir daha İstanbul’a dönemez ve 1327/1907 tarihinde Halep’te vefat eder.
Mekteb-i Harbiyede Matematik Eğitimi ve Mecelle-i Hendese
Sultan II. Mahmud döneminde, yenilenen orduya subay yetiştirmek üzere 1835 yılında açılan Mekteb-i Harbiye-i Şâhâne,[3] Osmanlıların eğitim kurumlarındaki modernleşme sürecinde Mühendishanelerden sonra tesis ettiği ikinci okuldur. Okul, açıldığı tarihten itibaren hem hocaları hem de yurt dışına gönderilen öğrencileri ile modern bilimlerin, eğitim müfredatında yerleşmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu müfredat içerisinde matematik dersleri mühim bir yer tutar.
Harbiyeye öğrenci yetiştirmek üzere tesis edilen orta öğretim kurumları olan askeri rüştiyeler ve idâdîlerden mezun olan öğrencilerden başarılı bulunanlar Harbiyeye devam edebiliyordu. Harbiye hocaları Harbiyenin ve alt birimleri rüştiye ve idâdîlerin ders kitabı ihtiyacını gidermek için çeşitli alanlarda eserler telif etmişlerdir. Mehmet Rıfat’ın çalışmamıza konu ettiğimiz Mecelle-i Hendese adlı serisi de muhtemelen böyle bir ihtiyaç üzerine kaleme alınmıştır.
Hendese-i Hattiyye’nin kapak sayfasından anlaşıldığı üzere eserin beş ciltten oluşması planlanmıştır. Serinin birinci cildi Hendese-i Hattiyye, ikinci cildi Hendese-i Musattaha ve dördüncü cildi Münhaniyât-ı Müstaʻmele basılmıştır. Üçüncü cilt Hendese-i Mücesseme ile beşinci cilt Hendese-i Resmiyye’nin yayınlandıklarına dair bir malumat yoktur.
Hendese-i Hattiyye
Serinin birinci kitabı olan Hendese-i Hattiyye r. 28 Mayıs 1292/m. 9 Haziran 1876 yılında Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaasında basılmıştır. 128+8 sayfa olan bu ilk ciltte şekiller sonda değil, metin içerisinde verilmiştir.
Sonraki sayfada eserin tamamına müteallik bir uyarı vardır. Mehmet Rıfat, bu uyarıyla geometri eğitiminde uygulamanın önemine dikkat çeker. Geometri uygulamalarında kullanılan ve metinde resimleri ile nasıl kullanıldıkları bilgisi verilen aletlerin birer örneğinin hocalar tarafından edinilerek öğrencilere uygulama yaptırılması, etkili bir öğretim yöntemi olarak tavsiye edilir.
Hendese-i Hattiyye çizgisel geometriyi inceler. Çizgiden kasıt doğru veya eğri olsa da bu ciltte konu edilen tek eğri çizgi, daire çevresi ve yaylardır. Eser bir mukaddime ile başlar. Bu girişte çizgi, doğru, yüzey ve bunların çeşitlerinin tanımları verilir. Kitap mukaddime haricinde yedi bölümden oluşur. Her bölümde teorik bilginin ardından, bu bilginin sanayide ve arazide uygulamaları anlatılır.
Birinci bölüm doğruların çizimi için gerekli temel alet olan cetvel ve benzeri aletler hakkındadır. Konuların uygulaması olarak yer üzerine doğru çizme, böyle bir doğrunun uzunluğunu ölçme ve bunun sanayide kullanımından bahsedilir. İkinci bölümde daire ve pergel konu edilir. Uygulama olarak iletki (minkale), çap pergeli (Şekil 2) ve hadde aletleri ve kullanımı anlatılır. Üçüncü bölüm açılar hakkındadır. İletki kullanımı, bir doğruya eşit başka bir açı çizme, açı cetveli diğer bahsedilen konulardır. Dördüncü bölümde dik açı ve dik doğrular konu edilir. Gönye aleti ve çeşitleri tanıtılır. Bu bölümün uygulaması su tesviyesidir. (Şekil 3).
Şekil 2. Çap pergeli
Şekil 3. Su tesviyesi
Beşinci bölümün konusu ise eğik doğrulardır. Bölümün uygulaması zemin terazisidir. Altıncı bölümde paralel doğrular ele alınır. Uygulama olarak mihangir aleti (Şekil 4) yardımıyla doğramacılık gibi mesleklerde paralel yüzey oluşturmak gösterilir. Yedinci ve son bölümde orantılı doğrular konu edilir. Bu bölümde uygulama olarak tenâsüb pergeli ve taksîm pergelinin kullanımı anlatılır.
Şekil 4. Mihangir
Hendese-i Musattaha
Hendese-i Musattaha r.1292/m.1876 yılında Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaasında basılmıştır. 368 sayfadan oluşur. Şekiller metnin içerisinde verilmiştir.
İkinci cilt yüzeylerin geometrisi hakkındadır. İlk dört bölümde dairenin temel özellikleri, dairede açılar, teğetler gibi konular ele alınır. Beşinci bölüm daire yayından oluşan eğriler hakkındadır. Bu eğrilerden elips, sepet kulpu eğrisi, revak eğrisi, oval ve iyonik eğri tanıtılarak çizim yöntemleri gösterilir.
Daireden sonra her biri geniş hacimli birer bölümde incelenmek üzere, üçgen, dörtgen, yamuk, paralelkenar, eşkenar dörtgen, dikdörtgen ve karenin eşitlik benzerlik, denklik gibi ilişkileri ve çeşitli özellikleri anlatılır.
Çokgenler kısmında genel bir bakışın ardından düzgün çokgenler ele alınır. Bu şekillerin teorik özellikleri yanında mimari süslemede kullanımları ile ilgili uygulamaları da mevcuttur (Şekil 5).
Şekil 5. Geometrik süsleme örnekleri ve günümüz teknikleriyle çizimleri
Eserde düzgün çokgen çizimi ve dairenin eşit uzunlukta parçalara bölünmesi probleminin çözümü için grafometre aleti tanıtılmıştır (Şekil 6).
Şekil 6. Grafometre tasviri
Çok kenarlıların haritacılıkta da uygulamaları bulunur. Dönemin gözde aleti plançete kullanımı bu bahistendir. Diğer bir örnek, resimleri küçültüp büyütmektir. (Şekil 7).
Şekil 7. Bir resmi büyütüp küçültmek
Eserin son bölümü mesâha adını taşır. Bu bölüm düzlemsel şekillerin uzunluk, genişlik, yükseklik ve alanlarını ölçme yöntemlerini ve fizik dünyada bazı uygulamalarını ele alır. Bunlar arasında iki ucundan birine ulaşması mümkün olmayan bir yatay mesafeyi ölçmek, bir nehrin genişliğini ölçmek, bir kule, minare veya ağacın yüksekliğini ölçmek, üzerinde gezilmesi mümkün olmayan eğimli ve düz bir arsanın uzunluğunu ölçmek sayılabilir. Ayrıca arazi ve su tesviyesi de işlenen konulardandır.
Münhaniyât-ı Müstaʻmele
Serinin dördüncü kitabı olan Münhaniyât-ı Müstaʻmele, r. 28 Kanûn-i Evvel 1292/m. 8 Ocak 1877 tarihinde Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaasında basılmıştır. 260+7 sayfa olan bu ciltte de şekiller metin içerisinde verilmiştir.
Münhaniyât-ı Müstaʻmele cildi eğriler konusuna ayrılmıştır. Eser bir giriş ve iki bölümden oluşur. Giriş bölümünde genel olarak eğrilerin teğet ve normal doğruları tanımlanır ve özelliklerinden bahsedilir.
Birinci bölüm eğrilerin teorisi hakkındadır. Bu bölümde incelenen eğrilerden ilk üçü elips, hiperbol ve paraboldür. Bu üç eğrinin özellikleri bahislerinden sonra gelen dördüncü kısımda söz konusu eğrilerin koninin bir düzlem ile kesilmesiyle elde edildiği açıklanır. Bu kısım koni kesitlerinin özelliklerine ayrılmıştır.
Beşinci kısımda daire yaylarından ve diğer bazı eğrilerin birleşiminden oluşan eğrilerin teorisinden bahsedilir. Bu eğriler sepet kulpu eğrisi, spiraller (kıvırma münhaniler), Arşimet spirali (Şekil 9), çift Arşimet spirali, zincir eğrisi ve helezondur.
Şekil 9. Arşimet spirali
İkinci bölüm eğriler teorisinin uygulamaları ile ilgilidir. Elips, hiperbol ve parabol eğrilerinin askeriye, mimarlık ve mühendislikteki bazı uygulamaları örneklendirilir. (Şekil 10, 11).
Şekil 10. Elips şeklinde kemer ve kubbe
Şekil 11. Elipsin döndürülmesiyle elde edilen imbik tasviri
Şekil 12. Merminin izlediği yolun parabol ile tasviri
Şekil 13. Parabol şeklinde aynalar
Şekil 14. Parabol şeklinde borazan
Eserin hâtime kısmında bahsedilen eğrilerden Arşimet eğrisi ve helezonun sanayide kullanımına dair örnekler verilir (Şekil 15, 16).
Şekil 15. Arşimet spiralinin kullanıldığı bir pervane tasviri
Şekil 16. Helezon eğrisinin kullanıldığı vida
Değerlendirme
Mehmet Rıfat’ın Mecelle-i Hendese eserini bir ders kitabı olarak yazdığı malumdur. Eserin ismi Hendese Kitabı (Geometri Kodeksi) olarak çevrilebilirse de klasik gelenekte daha çok teorik geometriye işaret eden hendesenin altında bolca uygulamaya yer verilmiştir. Zira nazarî geometri anlamının yanında, gelişen teknoloji ve uygulamalarla birlikte hendese terimi, mühendislerin uğraşının ismi haline gelmiştir. Bu uygulamalar, mimariden askerî sanatlara, mühendisliğin çeşitli kollarından haritacılığa değin uzanır.
Hem eserin geneli hem de farklı bölümleri üzerine yapılacak kapsamlı içerik değerlendirmelerine yönelik çalışmalar, Mekteb-i Harbiyenin teorik ve uygulamalı geometri müfredat ve eğitimi ile birlikte ele alındığında dönemin askeri okullarının bilim ve teknolojinin yaygınlaşmasındaki rolünü anlamaya katkı sağlayacaktır.
Kaynakça
Bozdoğan, Ahmet. “Manastırlı Mehmed Rıfat ve Eserleri Üzerine Bir İnceleme.” Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, 2001.
Eser, Gülşah. “Mekteb-i Harbiye’nin Türkiye’de Modern Bilimlerin Gelişmesindeki Yeri.” Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2005.
İhsanoğlu, Ekmeleddin, vd. Osmanlı Matematik Literatürü Tarihi, c.2. İstanbul: IRCICA Yayınları, 1999.
İnal, İbnülemin Mahmud Kemal. Son Asır Türk Şairleri, c.3. İstanbul: MEB Yayınları, 1970.
Rıfat, Mehmed. Hendese-i Hattiyye. İstanbul: Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaası, r.129 /m.1876.
Rıfat, Mehmed. Hendese-i Musattaha. İstanbul: Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaası, r.1296/m.1880-8.
Rıfat, Mehmed. Münhaniyât-ı Müstaʻmele. İstanbul: Mekteb-i Fünûn-i Harbiyye Matbaası, r.1292/m.1876.
Saʻdüddin Bey. Hendese-i Mücesseme. İstanbul: Mihran Matbaası, r.1295/m.1879-80.
Tahir, Mehmed Osmanlı Müellifleri, c.2, hazırlayan M. Yekta Saraç. Ankara: TÜBA Yayınları, 2016.
[1] Bozdoğan, “Manastırlı Mehmed Rıfat ve Eserleri Üzerine Bir İnceleme”, 16.
[2] Mehmed Rıfat’ın Cemiyete ve Darüşşafaka’ya duyduğu bağlılık 1873-75 yılları arasında çıkardığı Çanta adlı derginin gelirini Darüşşafaka’ya bağışlamasından anlaşılabilir.
[3] Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile Harbiye Mektebi ve daha sonra Kara Harp Okulu adını alacaktır.